وَقِيلَ ادْعُوا شُرَكَاءكُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَرَأَوُا الْعَذَابَ لَوْ أَنَّهُمْ كَانُوا يَهْتَدُونَ
ve kîled'û (kîle ud'û)
ve "çağırın" denildi
şurekâe-kum
sizin ortaklarınız
fe
artık, bunun üzerine
deav-hum
onları çağırdılar
fe
artık, fakat
lem yestecîbû
icabet etmezler
lehum
onlara
ve reavu
ve gördüler
el azâbe
azap
lev
eğer, keşke
enne-hum
onların olduğu
kânû
oldular
yehtedûne
hidayete erenler