فَكَيْفَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ثُمَّ جَآؤُوكَ يَحْلِفُونَ بِاللّهِ إِنْ أَرَدْنَا إِلاَّ إِحْسَانًا وَتَوْفِيقًا
fe
bundan sonra
keyfe
nasıl olur
izâ
olduğu zaman, olunca
esâbet-hum
onlara isabet etti
musîbetun
bir musibet
bi-mâ
sebebiyle, ...'dan dolayı
kaddemet
takdim etti, yaptı, işledi
eydî-him
onların elleri, kendi elleri, elleri
summe
sonra
câû-ke
sana geldiler
yahlıfûne
yemin ederler
bi allâhi
Allah'a
in .....(illâ)
sadece
eradnâ
biz istedik
(in)....illâ
sadece
ihsânen
ihsan, iyilik
ve tevfîkan
ve birlik, arayı bulma, birleştirme