وَآتُواْ الْيَتَامَى أَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَتَبَدَّلُواْ الْخَبِيثَ بِالطَّيِّبِ وَلاَ تَأْكُلُواْ أَمْوَالَهُمْ إِلَى أَمْوَالِكُمْ إِنَّهُ كَانَ حُوبًا كَبِيرًا
ve âtû
ve veriniz
el yetâmâ
yetimlere
emvâle-hum
onların mallarını
ve lâ tetebeddelû
ve değiştirmeyin
el habîse
pisi, kötüyü, zarar vereni
bi et tayyîbi
temiz ile, iyisi ile, helal ile
ve lâ te'kulû
ve yemeyin
emvâle-hum
onların mallarını
ilâ emvâli-kum
kendi mallarınıza, sizin mallarınıza
inne-hu
muhakkak ki o
kâne
oldu, ... idi, ...dır
hûben
günah
kebîran
büyük