فَتَقَطَّعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ زُبُرًا كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ
fe
artık, böylece, fakat
tekattaû
parçaladılar, ayırıp böldüler
emre-hum
onların emirleri, emirlerini
beyne-hum
aralarında
zuburan
parçalar halinde, kısımlar halinde
kullu
hepsi, bütün hepsi,
hızbin
grup
bimâ
şeyle, şeyi
ledey-him
onların yanında, kendi yanlarında
ferihûne
ferahlananlar