قُلِ اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثُوا لَهُ غَيْبُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ أَبْصِرْ بِهِ وَأَسْمِعْ مَا لَهُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا يُشْرِكُ فِي حُكْمِهِ أَحَدًا
kulillâhu (kuli allâhu)
de ki Allah
a'lemu
en iyi bilir
bimâ
şeyi (ne kadar)
lebisû
kaldılar
lehu
onundur
gaybu es semâvâti
semaların gaybı
ve el ardı
ve yeryüzü, arz
ebsır
en iyi görür
bihî
onu
ve esmı'
ve en iyi işitir
mâ
yoktur
lehum
onların
min dûni-hi
ondan başka
min veliyyin
bir velî, bir dost
ve lâ yuşriku
ve ortak etmez
fî hukmi-hi
kendi hükmünde (hükmüne)
ehaden
birisi, bir kimse