أَوْ خَلْقًا مِّمَّا يَكْبُرُ فِي صُدُورِكُمْ فَسَيَقُولُونَ مَن يُعِيدُنَا قُلِ الَّذِي فَطَرَكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ فَسَيُنْغِضُونَ إِلَيْكَ رُؤُوسَهُمْ وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَن يَكُونَ قَرِيبًا
ev
veya
halkan
yaratılış
mim mâ (min mâ)
şeyden
yekburu
büyür, büyük olur, büyüyen (bir şey)
fî sudûri-kum
gönlünüzde, içinizde, hayalinizde
fe se yekûlûne
o zaman derler
men
kim
yuîdu-nâ
bizi geri çevirir
kulillezî (kul ellezî)
de, ki o
fetara-kum
sizi yarattı
evvele
ilk, evvelce
merretin
kere, defa
fe se yungıdûne (angada)
o zaman sallayacaklar : (salladı)
ileyke
sana
ruûse-hum
onların başları, başlarını
ve yekûlûne
ve derler
metâ
ne zaman
huve
o
kul
de
asâ
umulur ki, belki, muhtemelen
en yekûne
olmak, olması
karîben
pek yakın, yakın