وَلاَ أَقُولُ لَكُمْ عِندِي خَزَآئِنُ اللّهِ وَلاَ أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلاَ أَقُولُ إِنِّي مَلَكٌ وَلاَ أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِي أَعْيُنُكُمْ لَن يُؤْتِيَهُمُ اللّهُ خَيْرًا اللّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِي أَنفُسِهِمْ إِنِّي إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ
ve lâ ekûlu
ve ben demiyorum
lekum
size
indî
yanımdadır
hazâin allâhi
Allah'ın hazineleri
ve lâ a'lemu el gaybe
ve gaybı bilmiyorum
ve lâ ekûlu
ve ben demiyorum
in-nî
muhakkak ben
melekun
bir melek
ve lâ ekûlu
ve ben demiyorum
lillezîne (li ellezîne)
o kimselere
tezderî
hakir görürsünüz
a'yunu-kum
sizin gözleriniz
len yu'tiyehum allâhu
Allah onlara hiç vermeyecek
hayran
bir hayır
allâhu
Allah
a'lemu
bilir
bi-mâ
şeyleri
fî enfusi-him
onların nefslerindekileri
in-nî
muhakkak ben
izen
o taktirde, öyleyse
le
mutlaka, elbette
min ez zâlimîne
zalimlerden