لَا يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَلَا مِنْ خَلْفِهِ تَنزِيلٌ مِّنْ حَكِيمٍ حَمِيدٍ
lâ ye'tî-hi
ona gelmez
el bâtilu
bâtıl
min
den
beyni yedey-hi
onun elleri arasında, önünde
ve lâ
ve değil, olmaz
min halfi-hî
onun arkasından
tenzîlun
inmiştir
min
den
hakîmin
hikmet sahibi
hamîdin
hamîd, hamdedilen, lâyık-ı veçhile övülen, çok sena edilen