قَالَ بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا فَاسْأَلُوهُمْ إِن كَانُوا يَنطِقُونَ
kâle
dedi
bel
hayır
feale-hu
onu o yaptı
kebîru-hum
onların büyüğü
hâzâ
bu
fes'elûhum (fe es'elû-hum)
haydi onlara sorun
in
eğer, ise
kânû
oldular
yentıkûne
konuşuyorlar, konuşurlar