وَقَالُوا لَوْ شَاء الرَّحْمَنُ مَا عَبَدْنَاهُم مَّا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ
ve kâlû
ve dediler
lev
şâyet, eğer
şâe
diledi
er rahmânu
Rahmân
mâ abednâ-hum
biz onlara tapmazdık
mâ lehum
onların yoktur
bi zâlike
bunda
min ilmin
(ilimden) bir ilim
in ... (illâ)
eğer olursa, sadece olur
hum
onlar
(in) ... illâ
eğer olursa, sadece olur
yahrusûne
yalan söylüyorlar, uyduruyorlar