وَمَا مَنَعَهُمْ أَن تُقْبَلَ مِنْهُمْ نَفَقَاتُهُمْ إِلاَّ أَنَّهُمْ كَفَرُواْ بِاللّهِ وَبِرَسُولِهِ وَلاَ يَأْتُونَ الصَّلاَةَ إِلاَّ وَهُمْ كُسَالَى وَلاَ يُنفِقُونَ إِلاَّ وَهُمْ كَارِهُونَ
ve mâ
ve şey
menea-hum
onları men eden
en tukbele
kabul edilmesi
min-hum
onlardan
nefekâtu-hum
onların infâkleri
illâ
ancak, ...’den başka
enne-hum
onların olmaları sebebiyle, çünkü onlar
keferû
inkâr ettiler
bi allâhi
Allah'ı
ve bi resûli-hi
ve onun resûlünü
ve lâ ye'tûne es salâte
ve namaza gelmezler
illâ
ancak, ...den başka
ve hum
onlar
kusâlâ
tembel tembel, üşenerek
ve lâ yunfikûne
ve infâk etmezler
illâ
ancak, ...den başka
ve hum
ve onlar
kârihûne
kerih görenler, hoşlanmayanlar, istemeyenler