لاَ يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلاًّ وَلاَ ذِمَّةً وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُعْتَدُونَ
lâ yerkubûne
gözetmezler
fî
hakkında
mu'minin
bir mü'min
illen
bir yakınlık, bir akrabalık veya bir ahd
ve lâ
ve olmaz
zimmeten
bir zimmet, ahdden doğan bir hak
ve ulâike
ve işte onlar
hum
onlar
el mu'tedûne
hakka tecavüz edenler, haddi aşanlar