زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَن لَّن يُبْعَثُوا قُلْ بَلَى وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ وَذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ
zeame
zanda bulundular
ellezîne
o kimseler, onlar
keferû
inkâr ettiler
en
olmak (mastar eki)
len
asla
yub'asû
diriltilecekler
kul
de
belâ
hayır (olumsuz ifadeye, olumlu karşılık verilirken "evet" anlamında kullanılır)
ve
andolsun (yemin anlamında)
rabbî
ve Rabbim
le
elbette, mutlaka
tub'asunne
diriltileceksiniz
summe
sonra
le
elbette, mutlaka
tunebbeunne
mutlaka size haber verilecek
bimâ
şeyler
amiltum
siz yaptınız
ve zâlike
ve işte bu, bu
alâ allâhi
Allah'a
yesîrun
kolay