وَلَوْ أَنَّا أَهْلَكْنَاهُم بِعَذَابٍ مِّن قَبْلِهِ لَقَالُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ مِن قَبْلِ أَن نَّذِلَّ وَنَخْزَى
ve lev
ve eğer, olsa, ise
ennâ (enne-nâ)
gerçekten biz
ehleknâ-hum
onları helâk ettik
bi azâbin
azap ile
min kabli-hî
ondan önce
le
elbette, mutlaka
kâlû
dediler
rabbe-nâ
Rabbimiz
lev lâ
olmaz mı
erselte
sen gönderdin
ileynâ
bize
resûlen
bir resûl
fe
böylece, artık
nettebia
tâbî oluruz
âyâti-ke
senin âyetlerin
min kabli
önce, daha önce
en nezille
bizim zelil olmamız
ve nahzâ
ve biz rezil, rüsva oluruz