الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا مِئَةَ جَلْدَةٍ وَلَا تَأْخُذْكُم بِهِمَا رَأْفَةٌ فِي دِينِ اللَّهِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَلْيَشْهَدْ عَذَابَهُمَا طَائِفَةٌ مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ
ez zâniyetu
zina yapan kadın
ve ez zânî
ve zina yapan erkek
feclidû (fe iclidû)
o zaman, o takdirde vurun
kulle vâhıdin
herbiri
min-humâ
ikisinden
miete
yüz (100)
celdetin
yalnız cilde tesir edecek şekilde vurulan sopa
ve lâ te'huz-kum
ve sizi almasın, tutmasın, mani olmasın
bi himâ
ikisini, ikisine
ra'fetun
şefkat, merhamet
fî dîni allâhi
Allah'ın dîni hakkında (konusunda)
in kuntum
eğer siz olduysanız
tu'minûne
siz îmân ediyorsunuz, inanıyorsunuz
bi allâhi
Allah'a
ve el yevmi el âhırı
ve ahir gün, ahiret günü
ve li yeşhed
ve şahit olsun
azâbe-humâ
ikisinin azabı
tâifetun
bir taife, bir grup
min el mu'minîne
mü'minlerden