وَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ مِنكُمْ طَوْلاً أَن يَنكِحَ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ فَمِن مِّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُم مِّن فَتَيَاتِكُمُ الْمُؤْمِنَاتِ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِكُمْ بَعْضُكُم مِّن بَعْضٍ فَانكِحُوهُنَّ بِإِذْنِ أَهْلِهِنَّ وَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ مُحْصَنَاتٍ غَيْرَ مُسَافِحَاتٍ وَلاَ مُتَّخِذَاتِ أَخْدَانٍ فَإِذَا أُحْصِنَّ فَإِنْ أَتَيْنَ بِفَاحِشَةٍ فَعَلَيْهِنَّ نِصْفُ مَا عَلَى الْمُحْصَنَاتِ مِنَ الْعَذَابِ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ الْعَنَتَ مِنْكُمْ وَأَن تَصْبِرُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
ve men
ve kim, kimin
lem yestetı'
gücü yetmez
min-kum
sizden, içinizden
tavlen
güç, bolluk, zenginlik
en yenkıha
nikâh yapmak
el muhsanâti
iffetli, namuslu, hür kadınlar
el mu'minâti
mü'min kadınlar
fe
o zaman
min mâ meleket
sahip olunanlardan
eymânu-kum
elinizin altında olan (cariyeleriniz)
min feteyâti-kum
sizin genç cariyelerinizden
el mu'minâti
mü'min kadınlar
ve allâhu
ve Allah
a'lemu
en iyi bilen
bi îmâni-kum
sizin imânınızı
ba'du-kum
sizin bazınız, bir kısmınız
min ba'dın
bazısından, bir kısmından (birbirinizden)
fenkihûhunne (fe inkihû-hunne)
öyle ise onları nikâhlayın
bi izni
izni ile
ehli-hinne
onların sahipleri, aileleri
ve âtû-hunne
ve onlara verin
ucûre-hunne
onların ücretlerini (mehirlerini)
bi el ma'rûfi
ma'rufla, iyilikle, örf ve adete uygun olarak
muhsanâtin
iffetliler, namuslu kadınlar
gayra
olmaksızın
musâfihâtin
zina etmek
ve lâ muttehızâti
ittehaz etmeyenler, edinmeyenler
ahdânin
gizli dostlar, metresler
fe
fakat
izâ uhsinne
evlendirildiği zaman
fe
öyle, olduğu halde
in eteyne
eğer gelirlerse (yaparlarsa)
bi fâhışetin
zina, fuhuş, kötülük
fe aleyhinne
o taktirde onlara
nısfu
yarısını
mâ alâ
...'a olan şey
el muhsanâti
evli kadınlar
min el azâbi
azaptan
zâlike
işte bu
li men haşiye
korkan kimse için
el anete
sıkıntı, fücur, günah
min-kum
sizden, içinizden
ve
ve
en tasbirû
sabretmeniz
hayrun
daha hayırlı
lekum
sizin için
ve allâhu
ve Allah
gafûrun
gafûrdur, mağfiret edendir
rahîmun
rahîmdir