الَّذِينَ تَتَوَفَّاهُمُ الْمَلائِكَةُ ظَالِمِي أَنفُسِهِمْ فَأَلْقَوُاْ السَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِن سُوءٍ بَلَى إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
ellezîne
o kimseler
teteveffâ-hum
onları vefat ettirir
el melâiketu
melekler
zâlimî
zalim olanlar, zulmedenler
enfusi-him
onların nefsleri
fe
o zaman
elkavû
(attılar) cevap verdiler
es seleme
teslim olmak
mâ kunnâ
biz olmadık
na'melu
yapıyoruz (yaparız), amel ederiz
min sûin
(kötülüklerden) bir kötülük
belâ
hayır
innâllahe (inne allâhe)
muhakkak Allah
alîmun
en iyi bilen
bi-mâ
şeyleri
kuntum
siz oldunuz
ta'melûne
yapıyorsunuz