لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدْعُونَنِي إِلَيْهِ لَيْسَ لَهُ دَعْوَةٌ فِي الدُّنْيَا وَلَا فِي الْآخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَا إِلَى اللَّهِ وَأَنَّ الْمُسْرِفِينَ هُمْ أَصْحَابُ النَّارِ
lâ cereme
hükmü yok, yetkisi yok
ennemâ
fakat, olan şey
ted'ûnenî
siz beni çağırıyorsunuz, davet ediyorsunuz
ileyhi
ona
leyse
değil, yok
lehu
onun
da'vetun
davet, çağrı
fî ed dunyâ
dünyada
ve lâ
ve yoktur
fî el âhireti
ahirette
ve enne
ve muhakkak
meredde-nâ
bizim reddimiz, dönüşümüz
ilâ allâhi
Allah'a
ve enne
ve muhakkak
el musrifîne
müsrifler, haddi aşanlar
hum
onlar
ashâbu en nâri
ateşin sahibi, ateş ehli