قَالُوا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَن تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا
kâlû
dediler
yâ ze el karneyni
ey Zülkarneyn
inne
muhakkak
ye'cûce
yecüc
ve me'cûce
ve mecüc
mufsidûne
fesat çıkaranlar
fî el ardı
yeryüzünde
fe
bu yüzden, bu sebeple
hel
mı
nec'alu
biz kılalım, biz yapalım
leke
sana
harcen
harç, ücret
alâ
üzerine, e karşı, karşılık
en tec'ale
senin yapman
beyne-nâ ve beyne-hum
onlarla bizim aramız
sedden
bir set