وَأَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَن يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا
ve emmâ el gulâmu
ve fakat çocuğa (gelince)
fe
o zaman, böylece
kâne
oldu, idi
ebevâ-hu
onun anne ve babası
mu'mineyni
iki mü'min (mü'minler)
fe
bundan dolayı, böylece
haşî-nâ
biz korktuk
en yurhika-humâ
onları (o ikisini küfre ve tuğyana) sürüklemek
tugyânen
azgınlık
ve kufren
ve küfür (inkâr)