وَيَوْمَ يَقُولُ نَادُوا شُرَكَائِيَ الَّذِينَ زَعَمْتُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَجَعَلْنَا بَيْنَهُم مَّوْبِقًا
ve yevme
ve o gün (kıyâmet günü)
yekûlu
söyler
nâdû
nida edin, çağırın
şurekâiyellezîne
ortak koştuğunuz o şeyler
zeamtum
zanda bulundunuz
fe
o zaman, böylece
deav-hum
onları davet ettiler
fe
o zaman, fakat
lem yestecibû
icabet etmezler, etmediler
lehum
onlara
ve cealnâ
ve biz kıldık,
beyne-hum
onların aralarını
mevbikan (evbeka)
helâk olma yeri, helâk edici (engel) : (helâk etti)