وَعُرِضُوا عَلَى رَبِّكَ صَفًّا لَّقَدْ جِئْتُمُونَا كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ بَلْ زَعَمْتُمْ أَلَّن نَّجْعَلَ لَكُم مَّوْعِدًا
ve uridû
ve sunuldular, arz edildiler
alâ rabbi-ke
senin Rabbine
saffen
saf saf, sıra halinde
lekad
andolsun
ci'tumû-nâ
bize geldiniz
kemâ
gibi
halaknâ-kum
sizi yarattık
evvele
ilk, evvel
merretin
kez, defa
bel
hayır
zeamtum (zeame)
zanda bulundunuz : (zanda bulunup bir şey söyledi)
ellen nec'ale
bizim asla yapmayacağımızı, yapamayacağımızı
lekum
size
mev'ıden
vaadedilen