وَاضْرِبْ لَهُم مَّثَلَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاء أَنزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاء فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الْأَرْضِ فَأَصْبَحَ هَشِيمًا تَذْرُوهُ الرِّيَاحُ وَكَانَ اللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُّقْتَدِرًا
vadrıb
ve örnek ver
lehum
onlara
meselel hayâtid dunyâ
dünya hayatı misalini, durumunu
ke mâin
su gibi
enzelnâ-hu
onu indirdik
min es semâi
semadan
fahteleta
böylece karıştı, yeşerdi (büyüdü)
bi-hi
onunla
nebâtu el ardı
yeryüzünün nebatları, bitkileri
fe asbeha
böylece, sonra da oldu
heşîmen
kuruyup, ufalanır
tezrû-hu
onu uçurur, dağıtır, savurur
er riyâhu
rüzgâr
ve kânallâhu (kâne allâhu)
ve (Allah ..... oldu) Allah ...'tır
alâ kulli şey'in
herşeye
muktediren
muktedir olan, gücü yeten, kaadir olan