قَالَ يَا نُوحُ إِنَّهُ لَيْسَ مِنْ أَهْلِكَ إِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍ فَلاَ تَسْأَلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنِّي أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ
kâle
dedi
yâ nûhu
ey Nuh (a.s)
inne-hu
muhakkak ki o
leyse
değildir
min
...den
ehli-ke
senin ailen
inne-hu
muhakkak ki o
amelun
amel işleyendir
gayru salihin
salih olmayan, salih değil
fe
artık
lâ tes'el-ni
benden isteme
mâ
şeyi
leyse
değil, olmayan
leke
senin
bi-hi
onun hakkında
ilmun
bir ilim
in-nî
muhakkak ki ben
eizu-ke
sana öğüt veriyorum
en tekûne
olmaktan
min el câhilîne
cahillerden