ذَرْهُمْ يَأْكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلْهِهِمُ الأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
zer-hum
onları bırak, terket
ye'kulû
yesinler
ve yetemetteû
ve metalansınlar, refah içerisinde yaşasınlar, faydalansınlar
ve yulhi-him
ve onları meşgul etsin, oyalasın
el emelu
emel, ümit
fe
artık, fakat
sevfe
yakında olacak
ya'lemûne
bilirler, bilecekler