وَلَا يَزَالُ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي مِرْيَةٍ مِّنْهُ حَتَّى تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً أَوْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَقِيمٍ
ve lâ yezâlu
ve zail olmaz (devam eder)
ellezîne keferû
inkâr eden kimseler
fî miryetin
şüphe içinde, şüphede
min-hu
ondan
hattâ
oluncaya kadar
te'tiye-hum
onlara gelir
es sâatu
o saat (kıyâmet saati)
bagteten
ansızın
ev
veya
ye'tiye-hum
onlara gelir
azâbu
azap
yevmin
bir günün
akîmin
kısır, verimsiz, hedefine ulaşamamış, sona eren