يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارَى وَمَا هُم بِسُكَارَى وَلَكِنَّ عَذَابَ اللَّهِ شَدِيدٌ
yevme
gün
lâ ilâhe
onu görürsünüz
tezhelu
unutup bırakır, ilgilenemez
kullu
bütün, hepsi
murdıatin
emziren kadın
ammâ (an mâ)
şeylerden
erdaat
emzirdi
ve tedau
ve bırakır, doğurur
kullu
bütün, hepsi
zâti
sahip oldu
hamlin
yük
hamle-hâ
onu taşıdı (taşıdığı)
ve terâ
ve görürsün
en nâse
insanlar
sukârâ
sarhoş
ve mâ hum bi
ve onlar değiller
sukârâ
sarhoş
ve lâkinne
ve lâkin, fakat
azâballâhi (azâbe allâhi)
Allah'ın azabı
şedîdun
(çok) şiddetli