وَمَا كُنتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ وَلَا جُلُودُكُمْ وَلَكِن ظَنَنتُمْ أَنَّ اللَّهَ لَا يَعْلَمُ كَثِيرًا مِّمَّا تَعْمَلُونَ
ve
ve
mâ kuntum
siz olmadınız
testetirûne
setrediyorsunuz, gizliyorsunuz, saklıyorsunuz, sakınıyorsunuz
en yeşhede
şahitlik etmesi
aleykum
size, size karşı (aleyhinize)
sem'u-kum
kulaklarınız
ve lâ
ve olmaz
ebsâru-kum
gözleriniz
ve lâ
ve olmaz
culûdu-kum
ciltleriniz, derileriniz
ve lâkin
lâkin, fakat
zanentum
siz zannettiniz, sandınız
enne
olduğunu
allâhe
Allah
lâ ya'lemu
bilmez, bilmiyor
kesîren
çok
mimmâ (min mâ)
şeyden
ta'melûne
yapıyorsunuz