وَهُمْ يَنْهَوْنَ عَنْهُ وَيَنْأَوْنَ عَنْهُ وَإِن يُهْلِكُونَ إِلاَّ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
ve hum
ve onlar
yenhevne
nehyederler, yasaklar, men ederler
an-hu
ondan
ve yen'evne
ve uzak dururlar (yüz çevirirler)
an-hu
ondan
ve in yuhlikûne
ve eğer helâk ederlerse
illâ
ancak, sadece, ...’den başka
enfuse-hum
kendi nefsleri, kendileri
ve mâ yeş'urûne
ve farkında olmazlar (şuurunda değiller)