جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَّضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ
cezâu-hum
onların karşılığı, mükâfatı
inde
yanında, katında
rabbi-him
onların Rab'leri
cennâtu
cennetler
adnin
adn
tecrî
akar
min tahti-hâ
onun altından
el enhâru
nehirler
hâlidîne
kalacak olanlar
fî-hâ
orada
ebeden
ebediyyen, devamlı
radıye allâhu
Allah razı oldu
an-hum
onlardan
ve radû
ve razı oldu
an-hu
ondan
zâlike
işte bu
li
için
men
kim, kimse
haşiye
huşû duydu
rabbe-hu
onun Rabbi