أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُواْ مَا بِصَاحِبِهِم مِّن جِنَّةٍ إِنْ هُوَ إِلاَّ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
e ve
ve ... mı?
lem yetefekkerû
tefekkür etmezler
mâ
yoktur, olmadı
bi sâhıbi-him
onların sahibinde, onların arkadaşında
min cinnetin
delilikten (bir şey)
in huve illâ
o ancak ...'dır
nezîrun
bir nezir, uyarıcı
mubînun
apaçık, açıkça