وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلاَّ أَن قَالُواْ ربَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
ve mâ kâne
ve olmadı
kavle-hum
onların sözleri
illâ en kâlû
demekten başka birşey olmadı
rabbe-nâ
Rabbimiz
ıgfir lenâ
bizi bağışla
zunûbe-nâ
günahlarımız
ve isrâfe-nâ
ve israfımız, aşırılığımız, taşkınlığımız
fî emri-nâ
işimizde
ve sebbit
ve sabit kıl
akdâme-nâ
ayaklarımızı
ve unsur-nâ
ve bize yardım et
alâ el kavmi
kavme karşı
el kâfirîne
kâfirler