النَّبِيُّ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ وَأُوْلُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَن تَفْعَلُوا إِلَى أَوْلِيَائِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
en nebiyyu
nebî, peygamber
evlâ
evlâdır, daha yakındır
bi el mu'minîne
mü'minlere, müminler için
min enfusi-him
kendi nefslerinden
ve ezvâcu-hu
ve onun eşleri
ummehâtu-hum
onların anneleri
ve ûlûl erhâmi
ve rahim sahipleri, akrabalar
ba'du-hum
onların bir kısmı
evlâ
evlâ, daha yakındır
bi-ba'dın
bir kısmına
ba'du-hum bi ba'dın
birbirlerine
fî
içinde
kitâbillâhi (kitâbi allâhi)
Allah'ın Kitabı
min el mu'minîne
mü'minlerden
ve el muhâcirîne
ve muhacirler
illâ
ancak, başka, hariç
en tef'alû
sizin yapmanız
ilâ evliyâi-kum
sizin dostlarınıza
ma'rûfen
maruf, iyilik olarak
kâne
oldu, idi
zâlike
işte bu
fî el kitâbi
kitapta
mesturen
satır satır yazılı